Deniz çevresinin korunması hem denizlerin sürdürülebilirliği hem de küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadele konularında kritik bir unsurdur. Deniz ekosistemleri, karbon yutakları olarak iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada hayati rol oynamaktadır. Ancak artan deniz kirliliği, aşırı avlanma ve kıyı habitatlarının tahribatı gibi tehditler, bu ekosistemlerin işlevlerini yerine getirme kapasitesini zayıflatmaktadır. Uluslararası deniz hukuku, deniz çevresinin korunmasını kıyı devletlerinin yetki alanlarına ve açık denizlerdeki yükümlülüklere bağlamıştır. Bu çerçevede Türkiye, deniz ekosistemlerini koruma politikalarını ulusal ve uluslararası sorumluluklarla uyumlu bir şekilde geliştirmeye devam etmektedir. DEHUKAM, deniz çevresinin korunmasına yönelik hukuki çerçevenin güçlendirilmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerinin desteklenmesi amacıyla sağladığı danışmanlık ve proje hizmetleri vasıtasıyla bilimsel araştırmalar yaparak ulusal politikaların oluşturulmasına ve uluslararası çalışmalara katkıda bulunmaktadır.

1- Deniz Kirliliği

Deniz kirliliği, deniz yaşamını ve ekosistem dengesini tehdit eden en büyük sorunlardan birisidir. Endüstriyel ve tarımsal atıklar, plastik kirliliği ve deniz taşımacılığından kaynaklanan kirlilik, denizlerin sağlığını ve biyolojik çeşitliliğini tehlikeye atmaktadır. Uluslararası deniz hukuku, özellikle MARPOL Sözleşmesi ve diğer uluslararası ve bölgesel sözleşmeler aracılığıyla kirlilikle mücadelede etkili bir çerçeve sunmaktadır. Türkiye’nin deniz kirliliği ile mücadeledeki rolü, Akdeniz ve Karadeniz gibi hassas bölgelerdeki yükümlülükleri doğrultusunda daha da önem kazanmaktadır. DEHUKAM, deniz kirliliğinin önlenmesi ve yönetimine ilişkin danışmanlık hizmetleri ve projeler yürüterek deniz kirliliği ile mücadelede önemli bir rol almaktadır.

2- Denizcilikte Yeşil Dönüşüm

Denizcilik sektörü, iklim değişikliği ile mücadelede yeşil dönüşümün öncü alanlarından biridir. Alternatif yakıtlar, enerji verimliliği teknolojileri ve karbon emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen denizcilik politikaları sürdürülebilir deniz taşımacılığını mümkün kılmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından belirlenen hedefler doğrultusunda, denizcilikte karbon emisyonlarının azaltılması ve çevre dostu teknolojilerin yaygınlaştırılması, tüm ülkeler için bir öncelik haline gelmiştir. Türkiye, bu dönüşüm sürecinde hem bölgesel hem de küresel düzeyde önemli adımlar atma yolunda ilerlemektedir. DEHUKAM, denizcilikte yeşil dönüşüm için gerekli hukuki düzenlemelerin geliştirilmesi ve bu dönüşümün çevresel etkilerinin değerlendirilmesi konusunda çalışmalar ve projeler yürütülmesine yönelik adımlar atmaktadır.

3- İklim Değişikliği

İklim değişikliği, deniz ekosistemleri ve kıyı bölgeleri üzerinde kalıcı etkiler bırakmaktadır. Deniz seviyesinin yükselmesi, okyanus asitlenmesi ve deniz sıcaklıklarındaki artış hem çevresel hem de ekonomik açıdan ciddi tehditler oluşturmaktadır. Uluslararası düzenlemeler, özellikle Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Anlaşması ve Paris Anlaşması deniz ve kıyı bölgelerinin iklim değişikliğine uyum sağlaması için hukuki ve politik çerçeve sunmaktadır. Türkiye, iklim değişikliğine karşı ulusal stratejilerini geliştirmekte ve deniz ekosistemlerinin korunmasını ve mavi ekonominin desteklenmesini önceliklendirmektedir. DEHUKAM, iklim değişikliğine uyum ve azaltım konularında hukuki ve politik yaklaşımlar üzerinde disiplinlerarası çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda DEHUKAM bünyesinde faaliyet gösteren bir merkez Birleşmiş Milletler sistemine entegre edilerek İklim Değişikliği Bölgesel Faaliyet Merkezi adıyla statü kazanmıştır. DEHUKAM bünyesinde iklim değişikliği konusunda pek çok eğitim ve farkındalık faaliyeti yürütülmektedir.