Denizcilik sektörü, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması ile dönüşüm geçirmektedir. Bu çerçevede son dönemlerde özellikle alternatif yakıtlar, enerji verimliliği teknolojileri, otonom gemiler ve akıllı limanlar gibi gündemler ön plana çıkmakta ve denizcilik alanındaki bahse konu yenilikçi teknolojilerin, çevresel etkilerin azaltılması ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi için kilit bir rol üstlendiği görülmektedir.
Operasyonel verimliliği artırarak küresel ticarete büyük katkı sağlaması beklenen bu konulara ilişkin ulusal ve uluslararası örgütler ve akademik kuruluşlar tarafından çalışmalar yürütülmektedir. Bu çerçevede jeopolitik konumu ile Türkiye’nin de bu alanlarda çalışmalar yürüterek denizcilik ve yenilikçi teknolojiler konusunda öncü ülkeler arasında yer alma imkânı bulunmaktadır. DEHUKAM tarafından denizcilik alanında yenilikçi teknolojilerin uygulanmasına yönelik hukuki düzenlemelerin geliştirilmesi, karar alıcıların ve akademik camianın bilinçlendirilmesine yönelik projeler ve danışmanlık faaliyetleri yürütülmesi hedeflenmektedir.
1- Gemi İnşa Sanayi ile İlgili Deniz Hukuku Problemleri
Otonom teknolojilerin gelişmiş olması, sürdürülebilirlik hedeflerinin ortaya çıkışı gibi son dönemde yaşanan bazı gelişmeler gemi inşa sanayisinin de bu gelişmeler ışığında harekete geçmesine sebep olmuş ve yeni yapılacak gemilerin otonom teknolojiler dahil edilerek tasarlanması ve sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu tasarımlara yönelinmesi denizcilik sektörünün gündemine dahil olmuştur. Bu yeni tasarım gemilerin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte geleneksel hukuk kurallarının bazı açılardan güncellenmesi gerekecektir. Bu sebeple gemi inşa sanayisindeki gelişmeler dikkate alınarak, ortaya çıkması muhtemel hukuki problemlerin araştırılması ve çözüm yollarının üretilmesi DEHUKAM tarafından öncelikli çalışma konusu olarak belirlenmiştir.
2- Otonom Deniz Araçları
Zaman içinde gemiler hem şeklen hem de hukuki tanımlama açısından değişime tabii olmuş olsa da gemide yer alan ve geminin seyrini sağlayan insan unsuru hep sabit kalmıştır. Son dönemde denizcilik sektörü gemilerin ilk kullanılmaya başlanmasından itibaren gemide var olan, geminin sevk ve idaresinde sorumlu tutulan insan unsurunu geride bırakmak yönünde girişimlerde bulunmaya başlamış ve bu girişimler sonucunda da otonom gemi/otonom deniz araçları kavramı gündeme gelmiştir. Denizcilik sektörünün geleneksel gemilerden uzaktan kumanda edilen ve tam otonom gemilere doğru radikal bir değişim göstermeye başlamasının sebebi otonom gemilerin güvenlik, çevrenin korunması ve ekonomik yönden sağlayacağı avantajlarla ilişkilendirilebilir. Ancak otonom gemilerin gerekli altyapısı ve hukuki zemini oluşturulmadan sadece avantajları düşünülerek denizcilik sektöründe hızlıca işletilmeye başlanması arzusu problemleri de beraberinde getirecektir. Otonom deniz araçlarının uluslararası ve ulusal sularda hem deniz ticaretine yönelik hem de askeri faaliyetlerde aksamadan kullanılabilmesi için bu olası problemlerin neler olabileceğinin tespiti ve de bu problemlere ilişkin çözüm yollarının araştırılması gerekmektedir. DEHUKAM otonom gemilerin deniz ticaretinde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte mevcut Türk mevzuatındaki aksaklıkların neler olabileceği ve bu eksikliklerin ne şekilde gideribileceğine ilişkin araştırmalar gerçekleştirmekte ve çalışmalar yapmaktadır. Otonom deniz araçlarıyla gerçekleştirilecek askeri faaliyetlere yönelik de DEHUKAM uluslararası alandaki gelişmeleri yakinen takip etmekte ve bu alanda projeler yürütülmesine yönelik adımlar atmaktadır.
3- Sürdürülebilir ve Güvenli Gemi Geri Dönüşümü
Gemi geri dönüşümü operasyonel olarak artık kullanılamayacak, ömrünün sonuna gelmiş gemiler için yerleşik olarak işlenen bir uygulamadır. Gemi geri dönüşüm süreci eğer ki etkin bir şekilde işletilebilirse bir geminin yapımında kullanılmış olan hemen hemen bütün parçalar farklı formlarda yeniden kullanılabilecektir. Gemi geri dönüşümü yerleşik bir uygulama olmasına karşın gemi dönüşüm sürecinde uygulanan standartlar, gemi geri dönüşüm tesislerinde farklılık göstermektedir. Bu durumun önüne geçmek amacıyla Hong Kong Uluslararası Sözleşmesi (Gemilerin Güvenli ve Çevreye Duyarlı Geri Dönüşümü İçin Hong Kong Sözleşmesi) hazırlanmış ve Türkiye 26 Ağustos 2010 tarihinde, Diplomatik Konferans ile ilk imza atan ülke olarak Sözleşmeye katılım sağlamıştır. Sözleşmenin temel amacı gemilerin geri dönüşümü esnasında çevre, güvenlik ve insan sağlığının riske atılmasının önüne geçmek ve bu açıdan belli standartlar getirmektir. İlgili sözleşme Türkiye açısından, Türkiye’nin Dünyadaki beş ana gemi geri dönüşüm ülkesinden biri olması sebebiyle oldukça önem arz etmektedir. Bu noktada, 26 Haziran 2025 tarihinde yürürlüğe girecek olan Hong Kong Sözleşmesinin maddelerinin araştırılması, hukuki açıdan değerlendirilmesi, gemi geri dönüşüm tesislerinin hukuki boyuta ilişkin bilgilendirilmesinin sağlanmasına yönelik proje ve danışmanlık faaliyetleri gerçekleştirilmesi DEHUKAM’ın öncelikli çalışma konuları arasında yer almaktadır.
4- Denizcilikte Dijitalleşme
Günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmenin pek çok sektördeki yeri ve etkinliği dikkate alındığında, denizcilik sektörünün uzun yıllardır tercih edilen manuel operasyonlar ve sektörün ilgilileri arasında kullanılmaya devam edilen geleneksel haberleşme yöntemleri sebebiyle etkin bir şekilde işletilemediği söylenebilir. Bu etkisizlik hem kargo sürecinde hem de gemilerin işletilmesi noktasında açıkça gözlemlenebilmektedir. Son dönemde denizcilik sektöründeki bu etkisizlik üstesinden gelmek ve de sürdürülebilirlik hedefleriyle uyumlu hareket edebilmek adına denizcilikte dijital dönüşüm hareketi başlatılmıştır. Bu dönüşüm esasen; i) geminin sefer ve taşıyacağı yüke ilişkin yönetim süreci ii) geminin seyir, yük taşıma ve yakıt tüketimi performansı iii) geminin bakımı iv) mürettebatın organizasyonel olarak yönetimi v) bilgi ve analiz vi) iletişim vii) emisyon kontrolü ve çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim olarak denizciliğe ait yedi temel alanı içeren oldukça kapsamlı bir dönüşümdür. Bu noktada DEHUKAM denizcilikteki dijital ve teknolojik dönüşüm süreçlerini yakinen takip etmek, dijitalleşmeye yönelik atılacak pratik adımların hukuki açıdan ne gibi etkiler doğuracağı konusunda çalışmalar yapmak ve gerekli değişikliklerin ne tür etkilerinin olacağını araştırmak amacıyla proje ve danışmanlık faaliyetleri yürütmeyi planlamaktadır.