Deniz enerji kaynakları hem hidrokarbonlar (petrol ve doğal gaz) hem de yenilenebilir enerji kaynakları (deniz üstü rüzgâr, dalga ve gelgit enerjisi) açısından ekonomik ve stratejik öneme sahiptir. Bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı uluslararası deniz hukuku çerçevesinde belirlenen yetki alanlarına ve haklara bağlıdır. Bu bağlamda deniz enerji faaliyetlerinin yasal çerçevesi, sadece kaynakların hakkaniyetli paylaşımını değil, çevresel sürdürülebilirliği ve deniz ekosistemlerinin korunmasını da içermektedir. Özellikle yenilenebilir enerji projelerinin artan önemi, enerji güvenliğini sağlama ve karbon emisyonlarını azaltma hedefleri doğrultusunda deniz hukuku ile enerji politikaları arasındaki ilişkiyi daha da güçlendirmektedir. Bu doğrultuda deniz enerji kaynakları hakkında projeler yapmak ve danışmanlık hizmetleri vermek DEHUKAM’ın öncelikli faaliyet alanları arasındadır.
1- Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Deniz yenilenebilir enerji kaynakları, Türkiye’nin enerji politikalarında yeni bir ufuk açarak hem enerji arz güvenliğinin sağlanmasına hem de düşük karbonlu bir geleceğe katkıda bulunmaktadır. Deniz üstü rüzgâr enerjisi, dalga ve gelgit gibi kaynakların kullanımını, denizlerin yalnızca ekonomik değil çevresel açıdan da stratejik bir alan olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır. DEHUKAM bu dönüşüm sürecinde, deniz yenilenebilir enerji projelerinin ulusal ve uluslararası hukukla uyumlu bir şekilde hayata geçirilmesine yönelik çalışmalarıyla ön plana çıkmaktadır. DEHUKAM; deniz alanlarının çoklu kullanımı, çevresel etkiler ve uluslararası uyuşmazlıkların çözümü gibi kritik konularda bilimsel araştırmalar yaparak yenilenebilir enerji yatırımlarına hukuki zemin hazırlamaktadır.
2- Hidrokarbon Kaynakları
Denizdeki hidrokarbon kaynakları Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve ekonomik kalkınması açısından büyük bir öneme sahiptir. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerinin keşfi, ülkenin enerji bağımsızlığı hedefini desteklerken aynı zamanda deniz yetki alanlarının hukuki statüsünü gündeme taşımaktadır. Bu noktada DEHUKAM, hidrokarbon kaynaklarının uluslararası hukuk çerçevesinde işletilmesinde ve bölgesel uyuşmazlıkların çözümüne yönelik bilimsel ve hukuki altyapıyı geliştirmede kritik bir rol oynamaktadır. DEHUKAM tarafından düzenlenen eğitim ve araştırma faaliyetleri de bu alanda uzman insan kaynağı yetiştirilmesini teşvik ederek deniz alanlarındaki hidrokarbon kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir yönetimine zemin hazırlamaktadır.
3- Derin Deniz Madenciliği
Derin deniz madenciliği, okyanus tabanında bulunan değerli minerallerin ve metalik kaynakların çıkarılmasını hedefleyen hem ekonomik fırsatlar hem de çevresel riskler barındıran bir faaliyettir. Bu faaliyetler Uluslararası Hukuk kuralları kapsamında düzenlenmekte olup özellikle kıyı devletlerinin yetki alanlarının ötesindeki deniz yatağında bulunan kaynakların “insanlığın ortak mirası” olarak kabul edilmesiyle özel bir hukuki statüye tabidir. Ancak bu alanda düzenleyici çerçeve henüz tam anlamıyla oturmuş değildir ve çevresel sürdürülebilirlik ile ekonomik kazanç arasındaki denge, uluslararası hukukun karşılaştığı önemli bir zorluk olarak öne çıkmaktadır. Türkiye açısından, derin deniz madenciliği faaliyetleri hem ekonomik potansiyel hem de çevresel hassasiyetler bağlamında dikkatle değerlendirilmesi gereken bir alan olarak önem kazanmaktadır.
4- Mavi Ekonomi
Mavi ekonomi deniz ve okyanus kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı yoluyla ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi, istihdam yaratmayı ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlayan bir kalkınma modelidir. Bu yaklaşım deniz ticareti, balıkçılık, deniz turizmi, deniz üstü rüzgâr enerjisi ve deniz madenciliği gibi sektörlerin hem ekonomik hem de ekolojik sorumluluklar çerçevesinde yönetilmesini gerektirmektedir. Mavi ekonominin gelişimi, deniz hukukunu daha kapsayıcı ve dinamik hale getirmiştir. Uluslararası hukuk düzenlemeleri, deniz kaynaklarının adil paylaşımı, deniz çevresinin korunması ve kıyı devletlerinin haklarının tanınması gibi konularda önemli bir referans noktası oluşturmaktadır. Türkiye gibi denizlerle çevrili ülkelerde mavi ekonomi politikaları, deniz hukuku çerçevesinde kıyı devletlerinin haklarının korunması, uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerinin hayata geçirilmesi açısından stratejik bir öneme sahiptir. Mavi ekonomi sektörlerinin hukuki altyapılarına yönelik proje ve danışmanlık faaliyetleri gerçekleştirmek DEHUKAM’ın öncelikleri arasındadır.